Bursa.com - Hakem Hoca el ele verdi

Siyasetin yönettiği iğrenç futbol iklimine paralel, mide kaldırıcı bir stad açılışına daha tanıklık ettik.

Adettendir her açılışta kurban kesilir. Bu kez kurban biz olduk... Barış Şimşek vurdu bıçağı boynumuza...

Hakem, verdiği kornerden, uydurduğu penaltıya, gösterdiği kartlardan, sergilediği vücut diline kadar tam KONSANTRE maçı bir taraftan alıp öbür tarafa verdi.

Maçta ki tek doğru kararı Bursaspor Teknik Direktörü olarak kulübede oturan ancak Bursaspor’un büyüklüğünü hala anlayamamış, silik Hamza Hamzaoğlu’nu tribüne göndermesi oldu. Çünkü bu 11 ve bu GEÇ oyuncu değişiklikleriyle orada maçı tamamlaması haksızlık olurdu.

Umarım Bursaspor’u yönetenler önce Fenerbahçe ardından Antalyaspor ve son olarak Beşiktaş’a karşı birebir aynı hatayı yapan sözde Teknik Direktörün defolarını not defterlerine kaydediyorlardır.

Sürekli olarak Hamza Hoca ile devam edeceğiz diyen Başkan ve yöneticiler eğer bu kararlarını gözden geçirmezlerse biz önümüzdeki seneyi de çöpe atarız.

Bu keskin cümleleri neden kurduğumu kısaca izah edeyim; Defans kurgusunu Şamil ve Sivok ile kuruyorsan cebinde bir takım dezavantajların vardır. Şamil zaten başlı başına bir dezavantaj da mevzu O değil. Bu 2 adam da ağır stoperler. Oyun anlayışı olarak hücum yaparsan takım defansını orta saha yayına kadar çıkarmak zorundasın. 2 side ağır olduğu için arkaya atılan her top kaleci ile karşı karşıya kalır. Dolayısıyla bu 2 adamla hücum oynayamazsın. Geriye kontra-atak kalıyor. Hamza Hoca en öne Necid’i koyup nasıl kontra-atak oynayacağını bir izah etsin bizde öğrenelim...

Yeryüzünde pivot santrafor ile kontra-atak oynayan bir takım yoktur. Olamaz.. Bu şablon ile biz ligde hiç kimseyi yenemeyiz. Aynı hata Fenerbahçe maçında yapıldı atak yapmadan maç bitti. Antalya da yapıldı komedi filmi gibi bir maç izledik. Yetmedi Beşiktaş’a aynı oyun sistemi ve aynı oyuncu tercihleri ile çıktık. 58 dakika da 3-1 oldu. Oysa Necid oynayacaksa Dany tercih edilmeli takım önde basmalıydı...

Yok kontra oynayacaksak o zaman Stoch tercih edilmeliydi. Bu benim yazdıklarım futbolun alfabesi...

Bu basit denklemde dahi üst üste ve ısrarla fahiş hata yapan Teknik Direktör hiç bir zaman büyük takım teknik direktörü olamaz. Zaten Bursaspor taraftarı kontra-ataktan başka oyun planı olmayan takımı istemez. Kabul etmez. Ancak bu Hamza Hocanın değil Bursaspor’u yönetenlerin bilmesi gereken ciddi bir bilgidir...

Bursaspor ne kadar büyük bir kulüp ki; Hamza Hocanın saçmalıklarına, Barış Şimşek’in eyyamlarına, 41903 kişinin ’maç bitsin’ diye ettiği dualara rağmen heyecanı son saniyeye kadar taşıdı...

 

 

Vodafone Arena’da hakem katliamına şahitlik ettik.

 

Açılışta başrolde Barış Şimşek vardı; maçı aldı ve ev sahibi takıma verdi.

Resmen cinayeti gördük!

Ama futbolun katilleri, elini kolunu sallaya sallaya geziyor.

Nasıl olacak?

Son 5 maçta 4 galibiyetle İstanbul’a moralli gelen Bursaspor’da 4 önemli eksik vardı.

Sakatlıkları geçmeyen Sercan Yıldırım, Serdar Aziz, Macar Dzsudzsak ve sezonu kapatan Erdem Özgenç’te yoksun olan Hamzaoğlu’nun ekibi, yeni stadını açan Beşiktaş önünde ofansif bir kadroyla çıktı.

Son 8 maçta 5 gol ve 3 asistle oynayan Deniz Yılmaz’ı; Sercan’ın yokluğunda 2 hafta sonra sağ açığa çeken Hamza Hoca, Necid’i ileri uca koydu.

Hamzaoğlu, ön liberoda ise Kasımpaşa ve Sivas galibiyetlerindeki ikili Faty-Traore’yi bozmadı.

Beşiktaş’ı en son deplasmanda; şampiyon olduğu 2009-2010 sezonunda İnönü’de 3-2 yenen Timsah, Avrupa iddiasını son 6 haftaya taşımak adına 3 puanı hedefliyordu.

Ancak evsahibi ekibin, 41 taraftarının desteğiyle kurduğu boğucu baskıyı gol yiyene kadar kıramadı Bursaspor...

Harun Tekin, daha 13 dakikada 2 net pozisyonu kurtarmasına rağmen, Gomez’in karşı karşıya kaldığı anda gole engel olamadı.

 

 

2. yarının başında hakem Şimşek aut olan topu korner verince, o top geldi 2-1’lik gol oldu.

5 dakika sonra bu kez hiçbir darbe yokken Sosa’nın kendisini yere atmasına, Barış Efendi, utanmadan penaltı verdi.

Yazık ki ne yazık!

Bu kadar fahiş hatalarla 57’de skor 3-1 oldu.

Bir takım ancak bu kadar net katledilir!

 

 

Hakem, resmen berabere giden maçı aldı ve Beşiktaş’a verdi!

Lime lime doğradı!

Daha ne yapsın Uşağım?

Bursaspor, kolu kanadı kırılmış gibi olsa da Batalla- Deniz ve Stoch organizasyonuyla durumu 3-2 yaptı ve son 15 dakikada resmen Beşiktaş’a ecel terleri döktürdü.

 

 

Quresma’yı son anlarda 2. sarıdan atamayan hakem, maçın çığrından çıkmasında başrolü oynadı ve resmen tüy dikti!

Şimşek, maçtan sonra Q7 ve Hosogai’ye 2 kırmızı çıkarsa da iş işten geçmişti zaten!..

"Türk futbolunun katili hakemler" diye bağrılınca, artık kimse kızmasın!

Çünkü, bu gerçek bir kez daha ortaya çıktı!

Uzatmalarda hakem, Hamzaoğlu’nu sahadan atmayı da ihmal etmedi!

 

 

Ama bu savaşçı takımı alkışlamak gerekir.

"Galip sayılır bu yolda mağlup" sözünden hareketle; yüreğiyle oynayan bu kadroyu alkışlamak ve bu pazar günü Akhisar maçında Timsah Arena’yı doldurarak desteklemek gerek!

 

 

Stada gelince;

Tıpkı Timsah Arena gibi bitmeyen üniteleri var. Yani inşaat hâlâ devam ediyor.

Ama proje olarak iyi lanse edildiğini kabul etmek gerek.

Örneğin, henüz basın tribününde monitör yok. Medyanın fuayesi de yetişmemiş ve en basitinden bir çay bile yok.

Ancak stadın akustiği ve sahaya yakın tribünlerin etkisi ortada.

Bu arada Timsah Arena’yı 40 bin kişiyle dolmuş görürsek, işte o zaman 2 arena arasındaki sahaya etki farkını mukayese edebiliriz.

 

İstanbul temsilcisi Beşiktaş yeni stadında 42 bin + 11 kişi ile maça başladı. İlerleyen dakikalarda ‘tahmin ettiğimiz gibi’ Hakem Barış Şimşek’te bu kadroya dahil oldu!

 

Tüm bunlarla beraber maça ev sahibi Beşiktaş takımı hızlı başladı. Özellikle maçın bazı bölümlerinde geçen yılki Bursaspor ile bu seneki Bursaspor karşılaşır gibiydi ! Bu sene sahanın her bölgesinden topu ileriye doğru oynayan siyah beyazlılar. Bu anlayışını maçın başından itibaren sergilemeye başlarken, Bursaspor doğal olarak ilk anlarda panikledi. Böyle bir atmosferde deplasman takımı için kolay değildir. Özellikle yardımcı hakemlere bağlı olması gereken kulaklık direk tribündeki seslere bağlı olan ! Hakem Barış Şimşek de takdir haklarını İstanbul ekibi lehine kullanarak öldürücü darbeler öncesi ısınma turlarına başladı! Ardından da uydurma korner ve penaltı kararlarıyla görevini tamamladı. Kısacası hakem son günlerin moda tabiriyle ev sahibinin önüne yattı.

En kötüsü de bu kasıtlı kararlardan daha çok, bu kararların olacağını önceden bilmek ve her seferinde haklı çıkmak.

Maçı Bursasporlu futbolcular ve hoca adına değerlendirmek bu şartlarda çok da anlamlı değil. Sahaya çıkan 11 tercihi, sahadaki kurgu, Hosogai ve Necid başta olmak aksayan bazı isimler tabi ki notlarımızın arasında yerini aldı. Necid’i bu isimlere dahil etmemek lazım aslında. Çünkü bu maçın adamı kesinlikle değildi. Dolayısıyla burada Hoca ne düşündü bilemiyorum. İlk goldeki akıllıca feyki dışında sahada yoktu. Dediğim gibi sahada başrolü hakem eline aldığından skora veya performansa yönelik yapılacak değerlendirme pek doğru değil.

Maç sonrası basın toplantısında Şenol Güneş’e hakemin yanlı kararlarını ve penaltıyı sordum.

Hakemin kararlarını kendileri lehine bulmadığını söyledi. Anadolu’da, Bizans zihniyetini sürekli eleştiren Güneş, artık İstanbul’a her şeyiyle uyum sağladığını bir kez daha göstermiş oldu.

Sağlıksız ve üç takıma endeksli Türk futbolunda tesisleri, stadları yenileseniz ne olacak? Asıl yenilenip düzeltilmesi gereken Federasyonundan, hakemine, basınından yöneticilerine kadar Türk Futbolunu yıllardır üç kulübün önüne yatıran zihniyettir.