Hava Durumu

Bursaspor’da “Sepetçi” vakası!

Bursa Yeni Marmara Gazetesi köşe yazarı Mehmet Ali Yılmaz'ın gündeme dair köşe yazısı.

Haber Giriş Tarihi: 15.10.2016 23:23
Haber Güncellenme Tarihi: 15.10.2016 23:23
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursasporum.com
Bursaspor’da “Sepetçi” vakası!

Ben de bir Bursaspor üyesi ve aidatını zamanında ödeyen bir Bursaspor kongre delegesiyim.
 
Çakallarla, sansarlarla, tilkilerle ve dahi her türlü leş yiyici akbabalarla  kaplı bu sisli futbol vadisinde büyük bir mücadele sonucu liderliği  yakalayan takımımın o ya da bu nedenle şampiyonluğuna laf eden, bu büyük zaferi gölgelemek isteyen her kim olursa olsun benim nazarımda da gafil ve şaşkındır!
 
Bursaspor tüzel kişiliğini savunup korumak başka şeydir, ister başkan, ister yönetici, isterse de teknik direktör olsun yanlış yapan adamları tespit ve teşhir çok başka şeydir.
 
Avantacıdan, komisyoncudan, hırsızdan, alavere dalavereciden  kutlu bir şey çıkmaz çünkü.
 
Önceki gün kaleme alıp, sağ olsun Bursa medyasının yüz akı, Yeni Marmara Gazetesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı yiğit adam Orhan Efe tarafından da yine hiç şu kadarcık korkup çekinilmeden yayımlanan “Bursaspor’da G. Ali Vakası” başlıklı yazım sosyal medyada da hayli ses getirdi.
 
Sağ duyulu, duyarlı Bursaspor’la ilgili İnternet siteleri yöneticilerine ve taraftarlarına da objektif yaklaşımlarından ötürü buradan ayrıca hususi olarak teşekkür etmek istiyorum.
 
Küçük bir yanlış anlamayı düzeltelim önce:
 
Bazı kardeşlerimiz Bursaspor’un altyapıdan sorumlu Başkan yardımcısı Ali Turan için kullandığımız “G. Ali” tanımını “argo” bir ifade olarak değerlendirmişler.
 
Arabayatağı Semti’nde Ali Turan’ın hangi lakapla anıldığını herkes biliyor zaten.
 
Yanlış anlamalara sebep olmamak bakımından ben bunu kısaltmayı, sadece ilk harfini kullanmayı tercih ettim.
 
Niye yanlış anlaşılıyor ki?
 
“Gül Ali” olabilir mesela, ne bileyim “Güzel Ali” olabilir, “Girişken Ali”, “Güvenilir Ali” de olabilir?
 
Ve hatta “Sepeti Kapıp Ardına Bakmadan Savuşan Ali” bile olabilir!
 
Ali Turan bir vakitler inşaatlarda badana boya işleri yapıyor.
 
En çok da Filli Boya’yı seviyor “hortumundan” dolayı!
 
“Bursaspor seviciliğinin tadını” da işte o yıllarda almaya başlıyor.
 
Bursaspor Taraftarlar Derneği’nin saymanı o sıra Vedat Dündar’dır.
 
Ali Turan da yönetimdedir.
 
Derneğe gelir sağlayabilmek için adeta yırtınan muhasip üye Vedat Dündar, o günlerde yaşanan bir olayı ömrü boyunca hiç unutamayacaktır!
 
Yönetim kurulu olarak derneğe gelir sağlamak üzere Almira Otel’de yemekli bir gece yapılır.
 
Salon girişineyse rozetler takıldıktan sonra gelenler ayrıca gönüllerinden ne koparsa içine atsınlar diye bir hanım kızın tuttuğu sepet konuşlandırılır.
 
İçerisi tıklım tıklım olmuş, sepetin içindekiler de dolup dolup taşmıştır.
 
Çok bereketli bir gece olmuştur o gün.
 
Toplanan paralarla birikmiş kiralar ödenecek, derneğin kesik olan elektrik ve suyu açtırılacaktır.
 
Şöyle bir gözünüzün önünde canlandırın?
 
Sonra birden bire, herkesin gözü önünde bu G. Ali, kızın elindeki sepeti kaptığı gibi merdivenlerden aşağıya doğru hızla kaçmaya başlıyor!
 
Arkasından milletin topluca “hoop, n’oluyo lan, Allah’ını seven tutsun şunu” diye bağırarak kovalamasına rağmen elleriyle içindeki paralar rüzgârından düşmesin diye göğsüne bastırdığı sepetle yıldırım hızıyla birkaç saniye içinde gözden kaybolup oracıktan baş aşağı kaçıyor Ali Turan.
 
Ve mahalle aralarından seyirterek akşamın karanlığında kendisini kovalayanlara izini kaybettirmeyi başarıyor.
 
Bursaspor Taraftarlar Derneği’nin paralarını hem de sepetiyle götürmüştür G. Ali.
 
Bir şey değil, komşu Hanife teyzeden emanet alınan sepet de gitmiştir.
 
İşte Ali Turan’ın bundan sonraki hedefi taraftar derneğinden sonra ileriki yıllarda Bursaspor yönetimine de girebilmek ve Bursaspor aşkıyla engin bilgi birikimi ve tecrübelerini oraya da sunabilmektir.
 
Çok merak ediyorum, sepeti ne yaptı acaba?
 
Sepet şu ana dek hala ortaya çıkmış değil ama…
 
Bana kalırsa, “taraftar derneğinin paracıklarına bir zeval gelmesin diye onları erkenden koruma altına almış ve mutlaka ertesi gün de götürüp teslim etmiştir Ali Turan” diye düşünüyorum!
 
İşte sırf bu nedenle birileri paraları araklamasın diye hızlı hareket edilmesi gerektiği için de koşmayı yeğlemiş olabilir.
 
Onun için “Bursaspor aşkı” böyle bir şey işte!
 
De, şaka gibi yani, Ali Ay nerden denk getirdi bunu?
 
O gün bu gündür “Sepetçi Ali” ya da “G. Ali” yani, “emin kişi” anlamında “Güvenilir Ali”olarak da anılıyor camiada Ali Turan!
 
Parayı teslim et buna, kuruşuna zeval gelmez vallahi!
 
Sadece bir daha geri alamazsınız, hepsi o kadar!
 
O kadarcık kusuru da olsun artık canım dey mi?!.
 
G. Ali, Ali Turan’ın “G” noktasına basan kişiyse o dönem dernekte birlikte yöneticilik yaptıkları Vedat Dündar.
 
Ben önceki gün görüştüğümüz Vedat Dündar’ın yalancısıyım:
 
 


 
Ne demiştik özetle?
 
Önceki yönetim döneminde de Bursaspor yönetimine girmeyi başaran Ali Turan kulübün hesabına yatırılmak üzere eski yönetici Ahmet Eraslan’dan 550 bin lira para almış ancak, araya sıkıştığı için olsa gerek,  bunun sadece 450 bin liralık kısmını yollamıştı muhasebeye!
 
Bu olay ortaya çıkınca da “Gözüm yedi ayağı” yapmaya kalkışmış, paranın üstüne yatmaya çalışmıştı.
 
Yine sosyal ortamda “bu olayın ispatı gerekir” diye yazanlar olmuş.
 
İşte ispatı, Ali Turan’ın hesabına yatırılan 550 bin lira paranın dekontu…
 
Şimdi kendisinin de kalkıp “hayır, yazılanlar doğru değil arkadaş, işte bu da benim kulüp hesabına yatırdığım 550 bin liranın dekontu” demesi lazım değil mi??
 
Diyemez çünkü Bursaspor’un hesabına 450 bin lira yatırdı ve o gün bu gündür aradaki fark olan 100 bin lirayı da sahibine hala iade etmiş değil
 
 

 
 
Şimdi geliyoruz Bursaspor Başkanı Ali Ay’a…
 
Ali abi…
 
Bursa’da hiç kimsenin senin dürüstlüğünden, haysiyetinden, efendiliğinden ve kulüp için üstlendiğin maddi manevi fedakârlıklardan zerre kadar şüphesi yok.
 
Hem zaten, “kimsenin gözünün yaşına bakmam” diye de açıklama yapmışsın:
 
 

 
 
Bu saatten sonra yapılması gereken şey Ali Turan’ın altyapının başından derhal uzaklaştırılması ve hemen istifasının istenmesidir!
 
Kulüp yıpranmasın diye şimdilik “transferlerle” ilgili iddialara da hiç girmiyorum Ali abi!..
 
Fakat aynen “Sepetçi” gibi, “Etçinin” de oradan derhal gönderilmesi şart.
 
Dışarıda herkes “koskoca Bursaspor’u tek başına bir Etçi yönetiyor” diye homur homur söylenmekte haberin olsun!
 
Bazı insanlar orada kaldığı mühletçe senin pir-i pak kimliğin çok zarar görüyor ve böyle giderse daha da görecektir be Ali abi!
 
Sen dinle bu kardeşini…
 
Malum kişilere şunu diyeceksin:
 
“Tak sepeti koluna, hadi artık herkes kendi yoluna!..”
 
Ve geliyoruz Bursaspor altyapısından yetişen Enes’le, Hasan Basri’nin babaları Mesut Ünal’ın, yazımın yayınlanmasından sonra yaptığı açıklamaya…
 
Çok büyük ısrar ve ricayla kaleme alındığı o kadar belli ki, hadi gelin önce birlikte okuyalım:
 
“Bursaspor’da çalıştığımız dönemde koordinatör ve yönetici ilişkisi içinde Ali Turan’la çok uyumlu çalıştık.
 
Ayrıca dostluk derecesinde bir yakınlığımız oldu.
 
Annesinin hasta olduğu dönemde kendi talebimizle bir desteğimiz olmuştur.
 
Kendisinin kesinlikle bizden bir talebi olmamıştır.
 
Her hangi bir alacağımız söz konusu değildir.
 
Bursaspor’dan ayrılmamızla ilgili olarak içlerinde yönetici, antrenör ve gazetecilerin olduğu bir grup etken olarak çalışmıştır.
 
Bu süreçte oğlumun mutsuzluğunu dile getirmeme rağmen dikkate alınmamıştır.
 
Neticesinde de Hasan Basri Bursaspor’dan ayrılmış, özellikle İstanbul takımlarından çok istenmesine rağmen Bursasporluluk hassasiyetimizden dolayı, çocuklarımın daha iyi eğitim alabilmeleri adına ailecek İngiltere’ye yerleşmiş bulunmaktayız.
 
Sonuç olarak kendi çıkarlarımızı düşünseydik ve sisteme uyum sağlasaydık belki 20 yıl Bursaspor’da çalışabilirdik.
 
Ama Bursaspor’a hizmet etmeyi amaçladığımız için ayrılmak zorunda bırakıldık.”
 
Ne kadar çok şey gizli Mesut Ünal’ın bu açıklamasında farkında mısınız?
 
O sıra çocukları Bursaspor’da oynayan ve kendisi de takımın alt yapısında Koordinatör olarak ücretle çalışan Mesut Ünal’ın bağlı olduğu kişi gerçekte Alt Yapıdan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Turan’dan başkası değildi bir kere!
 
Ali Turan’ın, Mesut Ünal’dan da 100 bin lira aldığını ve hala geri ödemediğini yazmıştım önceki gün.
 
Ünal, “para vermedim” demiyor, “rakam 100 bin lira değildi” demiyor, peki ya ne diyor?
 
“Kendi isteğimle verdim parayı, alacağım da yoktur” diyor!
 
Ve devamında da “sisteme uyum sağlasaydık eğer, daha en az 20 yıl Bursaspor’da kalırdık”diyor!
 
Nedir acaba bu genç ve yetenekli insanları Bursaspor’dan kaçıran sistem, “sepet sistemi” mi yoksa Ali abi?!.
 
İşte tam bu noktada, üstü örtülmek istenen kulüpteki bu yaraya parmak basıp cerahati akıtmak üzere yanına Ahmet Eraslan’ı alarak, Başkan Ali Ay’a götüren Bursaspor’un İdari İşlerinden Sorumlu Asbaşkanı Avukat Hacı Hakan Dinçtürk konuya açıklık getiriyor:
 
 

 
 
“Bursaspor yöneticisi çalışan kulüp personelinden maddi yardım kabul edemez.
 
Alt”yapı sorumlusu, altyapı oyuncusunun ailesinden hiç kabul edemez!..”
 
İşte, Hakan Dinçtürk’ün son noktayı koyduğu gibi mesele tam da budur!
 
Meğerse Bursaspor’da kimin eli kimin cebinde belli değilmiş!
 
Etçiler, sepetçiler, yemciler ortalıkta fink atıp dururlarmış!

Kaynak : Yeni Marmara Gazetesi
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.