Gerçek bir efsaneydi!

Son yıllarda futbolda efsane payesi kolay verilir oldu. Oysa bu unvana gerçekten sahip olmak son derece zor. Basının, futbol paydaşlarının, hepsinden önemlisi taraftarın onayı gerekli efsane olabilmek için.

Mesut Şen bunu basarmış isimlerden biriydi. 1944 yılında dünyaya gelen Mesut Sen, Galatasaray altyapısında sergiledi ilk olarak hünerlerini.
Sarı-kırmızılı takımda Sabri Dino, Uğur Köken gibi gelecekte futbolumuzun yıldızları arasına girecek isimlerle birlikte top koşturdu. Onun hayatını değiştiren ise ailesi
ile birlikte yaptığı Bursa seyahati oldu. Burada bir okul sahasında oynanan maçta öyle bir top oynadı ki karşılaşmayı seyredenler İstanbul’dan gelen bu gence hayran kaldı. Şen’i izleyenler
arasında Bursa futbolunun güçlü kulübü Akınspor’un yöneticileri de vardı. Genç yıldızı takibe alan idareciler, Mesut Şen’in bir maçını daha izledikten sonra onu transfer etmeye karar verdiler. Sen, belki de renkleri Galatasaray gibi sarı-kırmızı olduğundan yeni kulübüne alışmakta hiç zorluk çekmedi ve Akınspor’u Bursa şampiyonluğuna taşıdı.

Seneler 1963’ü gösterirken Bursa’da tatlı bir heyecan yaşanıyordu. Orhan Şeref Apak federasyonunun futbolu Anadolu’ya yayma ve bu çerçevede 2. Lig’in kurulması çalışmaları yeşil kenti de harekete geçirmişti. 1 Haziran 1963’de amatör kulüpler Akınspor, Acar İdman Yurdu, Çelikspor, İstiklal ve Pınarspor’un birleşmesiyle Bursaspor kuruldu. Renklerini yeşil-beyaz olarak belirleyen kulübün profesyonel sözleşmeye imza atan ilk futbolcusu Mesut Şen’di. Bursaspor, 2. Lig’deki ilk sezonunu 8. sırada tamamladıktan sonra gözünü 1. Lig’e dikti. Yeşil-beyazlıların bu yolda en büyük güvencesi Mesut’tu. Üst üste iki sezon şampiyonluğu kıl payı kaçıran Bursaspor, 1966-67 sezonunda mutlu sona
ulaşarak 1. Lig’e yükseldi. Bu süreçte ünü Bursa’yı asan Mesut Sen, Nisan 1966’da Ümit Millî Takım formasını giymişti. Çalımları, ortaları, golleri ile özel bir seyirci edinen Sen, kısa sürede 1. Lig’in de yıldızları arasına girmeyi basardı. 1968’de A millî formayı giydi ve Bursaspor tarihinde bu onura erisen ilk isim oldu. Yesil-beyazlı takıma kendisi gibi İstanbul’dan gelen takım arkadaşı Ersel Altıparmak’la mükemmel bir ikili oluşturmuşlardı.

O yıllarda Bursa’da dünyaya gelen onlarca çocuğa Mesut ve Ersel’in isimleri verildi. “Bursa’nın ufak tefek tasları” türküsünün sözleri “Mesut, Ersel, Sinan yamandır yaman” seklinde değiştirilerek bir plak kaydedildi. Mesut Sen’in Galatasaraylı Ergün karsısındaki muhteşem performansı sonrası Atatürk Stadı’nın tribünlerinde, “Ergün basın düşerse dara, karsında sag açık Mesut’u ara” pankartı açıldı. Adına özel tezahüratlar yapıldı. Güneşi sevmediği için sahanın gölge bölgesinde oynamayı tercih etmesi tribün trafiğini etkiler ve Mesut’u yakından izlemek isteyenler oturdukları yeri değiştirirdi. Sadece futbolu ile hareketli özel yasamı ile de adından çok söz ettirdi. 1973 yılına kadar Bursaspor formasını giyen Mesut Sen, 2. Lig şampiyonluğunun yanı sıra bir de Eskişehirspor’a kaybedilen Türkiye Kupası finalinin ardından Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yasadı yesil-beyazlı takımda.

1973 yazında ise Beşiktaş’a transfer oldu. Pek çoklarına göre çok da gönüllü degildi İstanbul’a gitmeye. Ama şartlar öyle gerektirmişti.

2 yıl oynadı Besiktas’ta. Bir Türkiye Kupası kazandı ancak beklentilere tam anlamıyla karsılık veremedi. 1975 yılında ise aktif futbolculuk yaşantısını noktaladı.

Antrenörlük kariyeri futbolculuğuna oranla daha mütevazıydı Mesut Sen’in. Alt liglerde ve ağırlıklı olarak da Bursaspor’un altyapısında çalıştı. Gençlere kılavuzluk etti.

Varlığı dahi büyük bir motivasyondu yeşil-beyazlı genç kramponlar için. Bursaspor’un 2009-2010 sezonundaki Süper Lig şampiyonluğu, yasadığı en büyük mutluluklardan biriydi.

Son yıllarını hastalıkla mücadeleyle geçirdi. Direncinin yükseldiği zamanlar, futbol ailesinin yanında olduğu anlardı.

Ne yazık ki savası kaybetti.

Mesut Sen’i izleme ayrıcalığına erişenler, onu her zaman saygıyla hatırlayacak. O Bursaspor için her daim bir efsane olarak kalacak.

Kaynak: www.tff.org - Koray Gürtaş