Mustafa Tunçakın'ın gündemi değerlendirdiği köşe yazısı.
Haber Giriş Tarihi: 25.12.2018 09:40
Haber Güncellenme Tarihi: 25.12.2018 09:40
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursasporum.com
Göz göre göre kaçan galibiyetten sonra, "Nerde o eski penaltılar" deme de dur. Futbol ile ilgili her şey eskiye göre mükemmel bir duruma gelmesine rağmen, bugünkü futbolculara rahat batar hale geldi sanki. İşi zorlaştırmaya yönelmek moda oldu. Bazı penaltı atışlarına dikkat edin, futbolcu topa yaklaştıkça zannedersin ki sürücü kursunda "Dur kalk" imtihanına giriyor. Penaltının tadı tuzu kaçıyor. Ardından penaltı da kaçıyor çoğunlukla. Pazar günü Malatya maçındaki bizim penaltı da, "Üç aşağı beş yukarı" aynı kapıya çıktı. Penaltı noktasındaki topun ileri geri yapılması, hakem ve rakip futbolcuların da işin içine girmesi, atış yapılırken traktör gibi zeminin sürülmesi! çok gereksizdi ve resmen penaltının havasını kaçırdı. Sanki, "Gol olmayacak" sinyalleriydi bunlar. Sonunda herkesin sevinci boğazında düğümlendi kaldı. İşleri hiç sulandırmadan, konsantreyi bozmadan topu direkt olarak penaltı noktasına koymayı, ardından hemen gelip vurmayı neden es geçmeye başladık acaba? İşin doğrusu bu değil mi? Bunda da mı tarz geliştiriliyor artık? Eskiyi örnek vermekte yarar var. Mesela Bursaspor'da 1960-70'li yılların usta sol ayağı Haluk Erdem. O dönemlerde ayakkabılar, top külçe gibi, zemin çamurlu. Ancak, Haluk ne şartta olursa olsun topu beyaz noktaya koyar, gerilip anında vurarak golü atardı. Bugün ise saha şartları çok daha iyi. Ayakkabılar ve top tüy gibi. Fakat dedim ya, işi zorlaştırmaya yönelmek moda oldu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İşi zorlaştırmaya yönelmek
Mustafa Tunçakın'ın gündemi değerlendirdiği köşe yazısı.
Göz göre göre kaçan galibiyetten sonra, "Nerde o eski penaltılar" deme de dur.
Futbol ile ilgili her şey eskiye göre mükemmel bir duruma gelmesine rağmen, bugünkü futbolculara rahat batar hale geldi sanki.
İşi zorlaştırmaya yönelmek moda oldu.
Bazı penaltı atışlarına dikkat edin, futbolcu topa yaklaştıkça zannedersin ki sürücü kursunda "Dur kalk" imtihanına giriyor. Penaltının tadı tuzu kaçıyor. Ardından penaltı da kaçıyor çoğunlukla.
Pazar günü Malatya maçındaki bizim penaltı da, "Üç aşağı beş yukarı" aynı kapıya çıktı.
Penaltı noktasındaki topun ileri geri yapılması, hakem ve rakip futbolcuların da işin içine girmesi, atış yapılırken traktör gibi zeminin sürülmesi! çok gereksizdi ve resmen penaltının havasını kaçırdı.
Sanki, "Gol olmayacak" sinyalleriydi bunlar.
Sonunda herkesin sevinci boğazında düğümlendi kaldı.
İşleri hiç sulandırmadan, konsantreyi bozmadan topu direkt olarak penaltı noktasına koymayı, ardından hemen gelip vurmayı neden es geçmeye başladık acaba?
İşin doğrusu bu değil mi? Bunda da mı tarz geliştiriliyor artık?
Eskiyi örnek vermekte yarar var. Mesela Bursaspor'da 1960-70'li yılların usta sol ayağı Haluk Erdem.
O dönemlerde ayakkabılar, top külçe gibi, zemin çamurlu. Ancak, Haluk ne şartta olursa olsun topu beyaz noktaya koyar, gerilip anında vurarak golü atardı.
Bugün ise saha şartları çok daha iyi. Ayakkabılar ve top tüy gibi. Fakat dedim ya, işi zorlaştırmaya yönelmek moda oldu.
En Çok Okunan Haberler