Bugünlerinkuşağı, o günlerin (1978-1991) fenomen pembe dizisi Dallas’ın ismini en azından anne, babasından bir kereliğine de olsa mutlaka duymuştur.
Cuma geceleri saat 20.00’yi gösterdiğinde Türkiye’nin şehirlerindeki cadde ve sokaklarından el ayak çekilir, TRT’nin renkli yayına henüz başlamış ekranlarından ‘aşk, para, entrika, iktidarla, güç’ün arapsaçı gibi birbirine dolandığı fantezi bir dünyada, ucu nereye dayanacağı belli olmayan bir yolculuk başlardı.
Petron zengini Ewing ailesinin yaşamını aktaran dizi, ayni zamanda bireylerinin yaşadığı South Fork malikanesini de popüler yapmıştı; ekran macerası sonlandıktan sonra Dallas’a düzenlenen turistik gezilerin sonunda mutlaka bu çiftlik evi ziyaret edilerek, sanki pek matahmış gibi ortaya saçılan kirli çamaşırların gerçekliği sorgulanırdı garip bir biçimde.
‘Kimin eli, kimin cebinde’ belli olmayan bu senaryo dizini bugün ekrana getirilecek olsa; sansürde sınır tanımayan RTÜK anında ‘ahlâki ve milli değerlere zarar verdiği’ bağlamından yola çıkarak şak diye yayın yasağını koyardı, artık ne kadar gayri milliymiş anlayın işte!
Dallas o yılları yaşamışların içinden azınlıkta kalsalar da karakterlerin kestiği racondan öykülenip, kendini yerine koyanları da gördü. Hele hele Bir JR’i vardı Dallas’ın Larry Hagman isminde bir aktör oynamıştı; televizyon dizi dünyası bugüne dek bu kadar iğrenç, bu kadar ayyaş, bu kadar kötü, bu kadar uçkuruna düşkün bir ikinci jön daha görmemiştir dersem inanın abartmış olmam! Evli, barklı olsa da gözü hep dışarıda, hep kadın peşindeydi, bir dişi görmesin ağına düşürmeye çalışırdı. İçip, içip dağıtması da cabasıydı zamparanın. Dizinin aile büyüğü Bayan Elly’i ‘Barbara Bel Geddes’ doğduğuna doğacağına pişman etmişti JR, rol icabı olsa da bir kötülük ancak bu kadar iyi canlandırılabilirdi.
Ne alaka değil mi Dallas’la JR, Bursaspor’la aynı karede bir yazıya malzeme olsun. Kulüp sadece şehrin yüzünü kızartan saha içi sonuçlarıyla değil, kendi bünyesinde yaşadığı skandallar ve taciz olaylarıyla da spor kamuoyunun gündeminde yer almaya devam ediyor.
Dallas dizisi bugün Türkiye’de yeniden çevrilecek olsa, Bursaspor’dan daha mükemmel bir plato bulunamazdı; yazarken yüzüm kızarıyor ama maalesef gerçek böyle.
Skandal var, yolsuzluk var, cinsel taciz var; ne isterseniz 32 kısım tekmili birden hepsi Özlüce’de. Bir kulüp çalışanı düşünün; üstelik yönetime çok yakın birisi, (ismi lazım değil) personelle, eşe dosta verilsin diye gönderilmiş davetiyeleri çaktırmadan parayla satıp kendine çıkar sağlasın? Nasıl haberi olmaz bundan başkanla diğer yöneticilerin? Bir başka iddia; bu yolsuzluğun salt kovulan şahısla ilgili kalmayıp, yönetim kademesine kadar dayandığı yönünde!..
Avuç içi kadar bir binada, kendi menfaat çarkını döndüren birisinin farkına üstelik epey bir süredir nasıl varılmaz, sizin aklınız yatıyor mu böyle bir şey olabileceğine? ‘Bu şahsın içeride satıştan hisse alan ortakları da var’ iddiaları sosyal medyada trend topic olmuşken, yönetimden çıt çıkmaması ise son derece düşündürücü.
Enrezili, en kahredeniyse yönetici kademesinde olduğu söylenen birisinin evli ve çocuklu bir kulüp personeline tacizde bulunduğu iddiaları…
Bayan personelin olay ortaya çıkınca ‘Ne olur medyaya sızmasın, benim çocuklarım var’ şeklinde ricacı olduğu iddiaları, gerçekle zerre kadar alakası olmasa da insanın midesini bulandırıyor. ‘Şüyuu vukuundan beter’ bu durum karşısında yönetim niye susup, bir açıklama yapmaz? Tilki postuna bürünmüş yeni J.R’ın işlediği bu halt doğruysa eğer, bu büyük skandal niye ört bas edilmek istenir? Balık baştan kokarmış…
Kulüp saha içi sonuçlarıyla dönüşü olmayan bir felakete doğru süratle yelken açıp giderken, yetmezmiş gibi yolsuzluk ve taciz söylentileri hepsinin üzerine tuz biber ekiverdi.
Prestijin sıfırlanması zamanla telafi edilir de ahlâki erozyonu vicdanlardan söküp atmak kolay olmaz. Davetiyelerden köşeyi dönen hak ettiği cezaya çarptırılmış olsa da tacizciyle ilgili şimdilik herhangi bir bilgilendirme yapılmış değil.
Doğru mu bütün bunlar Sevgili Ali Ay? Alnı secdeden kalkmayan temiz bir Müslüman olarak kimdir bu kulüp içinde dolaşan JR çakması, Allah rızası için bir açıklama lütfen! Masaya yumruğunu vuramazsan eğer, sadece şahsının değil, koskoca bir kulübün şerefli tarihine de kara bir leke çalınmış olacak.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Özlüce Tesisleri'nde taciz skandalı!
Engin Aksöz'ün bugünkü köşe yazısıdır.
South Fork çiftliğinin yeminle yüzü kızarırdı!..
Bugünlerinkuşağı, o günlerin (1978-1991) fenomen pembe dizisi Dallas’ın ismini en azından anne, babasından bir kereliğine de olsa mutlaka duymuştur.
Cuma geceleri saat 20.00’yi gösterdiğinde Türkiye’nin şehirlerindeki cadde ve sokaklarından el ayak çekilir, TRT’nin renkli yayına henüz başlamış ekranlarından ‘aşk, para, entrika, iktidarla, güç’ün arapsaçı gibi birbirine dolandığı fantezi bir dünyada, ucu nereye dayanacağı belli olmayan bir yolculuk başlardı.
Petron zengini Ewing ailesinin yaşamını aktaran dizi, ayni zamanda bireylerinin yaşadığı South Fork malikanesini de popüler yapmıştı; ekran macerası sonlandıktan sonra Dallas’a düzenlenen turistik gezilerin sonunda mutlaka bu çiftlik evi ziyaret edilerek, sanki pek matahmış gibi ortaya saçılan kirli çamaşırların gerçekliği sorgulanırdı garip bir biçimde.
‘Kimin eli, kimin cebinde’ belli olmayan bu senaryo dizini bugün ekrana getirilecek olsa; sansürde sınır tanımayan RTÜK anında ‘ahlâki ve milli değerlere zarar verdiği’ bağlamından yola çıkarak şak diye yayın yasağını koyardı, artık ne kadar gayri milliymiş anlayın işte!
Dallas o yılları yaşamışların içinden azınlıkta kalsalar da karakterlerin kestiği racondan öykülenip, kendini yerine koyanları da gördü. Hele hele Bir JR’i vardı Dallas’ın Larry Hagman isminde bir aktör oynamıştı; televizyon dizi dünyası bugüne dek bu kadar iğrenç, bu kadar ayyaş, bu kadar kötü, bu kadar uçkuruna düşkün bir ikinci jön daha görmemiştir dersem inanın abartmış olmam! Evli, barklı olsa da gözü hep dışarıda, hep kadın peşindeydi, bir dişi görmesin ağına düşürmeye çalışırdı. İçip, içip dağıtması da cabasıydı zamparanın. Dizinin aile büyüğü Bayan Elly’i ‘Barbara Bel Geddes’ doğduğuna doğacağına pişman etmişti JR, rol icabı olsa da bir kötülük ancak bu kadar iyi canlandırılabilirdi.
Ne alaka değil mi Dallas’la JR, Bursaspor’la aynı karede bir yazıya malzeme olsun. Kulüp sadece şehrin yüzünü kızartan saha içi sonuçlarıyla değil, kendi bünyesinde yaşadığı skandallar ve taciz olaylarıyla da spor kamuoyunun gündeminde yer almaya devam ediyor.
Dallas dizisi bugün Türkiye’de yeniden çevrilecek olsa, Bursaspor’dan daha mükemmel bir plato bulunamazdı; yazarken yüzüm kızarıyor ama maalesef gerçek böyle.
Skandal var, yolsuzluk var, cinsel taciz var; ne isterseniz 32 kısım tekmili birden hepsi Özlüce’de. Bir kulüp çalışanı düşünün; üstelik yönetime çok yakın birisi, (ismi lazım değil) personelle, eşe dosta verilsin diye gönderilmiş davetiyeleri çaktırmadan parayla satıp kendine çıkar sağlasın? Nasıl haberi olmaz bundan başkanla diğer yöneticilerin? Bir başka iddia; bu yolsuzluğun salt kovulan şahısla ilgili kalmayıp, yönetim kademesine kadar dayandığı yönünde!..
Avuç içi kadar bir binada, kendi menfaat çarkını döndüren birisinin farkına üstelik epey bir süredir nasıl varılmaz, sizin aklınız yatıyor mu böyle bir şey olabileceğine? ‘Bu şahsın içeride satıştan hisse alan ortakları da var’ iddiaları sosyal medyada trend topic olmuşken, yönetimden çıt çıkmaması ise son derece düşündürücü.
Enrezili, en kahredeniyse yönetici kademesinde olduğu söylenen birisinin evli ve çocuklu bir kulüp personeline tacizde bulunduğu iddiaları…
Bayan personelin olay ortaya çıkınca ‘Ne olur medyaya sızmasın, benim çocuklarım var’ şeklinde ricacı olduğu iddiaları, gerçekle zerre kadar alakası olmasa da insanın midesini bulandırıyor. ‘Şüyuu vukuundan beter’ bu durum karşısında yönetim niye susup, bir açıklama yapmaz? Tilki postuna bürünmüş yeni J.R’ın işlediği bu halt doğruysa eğer, bu büyük skandal niye ört bas edilmek istenir? Balık baştan kokarmış…
Kulüp saha içi sonuçlarıyla dönüşü olmayan bir felakete doğru süratle yelken açıp giderken, yetmezmiş gibi yolsuzluk ve taciz söylentileri hepsinin üzerine tuz biber ekiverdi.
Prestijin sıfırlanması zamanla telafi edilir de ahlâki erozyonu vicdanlardan söküp atmak kolay olmaz. Davetiyelerden köşeyi dönen hak ettiği cezaya çarptırılmış olsa da tacizciyle ilgili şimdilik herhangi bir bilgilendirme yapılmış değil.
Doğru mu bütün bunlar Sevgili Ali Ay? Alnı secdeden kalkmayan temiz bir Müslüman olarak kimdir bu kulüp içinde dolaşan JR çakması, Allah rızası için bir açıklama lütfen! Masaya yumruğunu vuramazsan eğer, sadece şahsının değil, koskoca bir kulübün şerefli tarihine de kara bir leke çalınmış olacak.
Kaynak: Yeni Dönem Gazetesi
En Çok Okunan Haberler