Galibiyet tatmin etmedi

Skora bakıldığında mutlu olunması gereken bir sonuç gibi görünse de oynanan futbol açısından bakıldığında bu sevinci tam anlamıyla yaşayamadığımız bir maç oldu. Mösyö beklenildiği üzere takımını geçen maçlarda olduğu gibi 3-5-2 oyun formatında sürdü sahaya. Titi ve Aziz'in takıma geri dönmesiyle kadro ideale yakın bir formata dönüşeceğini düşünürken takımın bel kemiği,kazanılan puanlarda birebir etkisi olan,oynadığı oyunla ve duruşuyla takımın ‘’ağabey’’lerinden Harun’un olmadığını görünce acaba mı diye düşünmedim değil ama Muhammed muazzam bir oyun çıkardı ve gelecek için umut verdi. Maç başladıktan sonra takımda bir rehavet havası sezdiğimi söyleyebilirim ve nitekim diğer maçlarla karşılaştırıldığında istatistik olarakta bu rehavetin takıma yansıdığını gördük. Karabük gibi bir takım karşısında %40 lık topa sahip olma oranı içeride ki maçlar için kabul edilemez rakamlar. Bu gerçek maçın sonlarına doğru bizi telaşa sürükledi ve neredeyse 2-0’lık üstünlüğümüzü kaybetme durumuna geldik. Neyse ki korkulan olmadı ve kötü oynadığımız maçta üç puan alan taraf olduk. Bunun için oldukça sevinçliyim.

MUHAMMED ŞENGEZER

Muhammed’i maç içinde özellikle gözlemledim ve üzerinde ki Harun Tekin etkisini apaçık bir şekilde gördüğümü söyleyebilirim. Maçın rakibin yarısahasında oynandığı anlarda ki ısınma hareketlerinden tutun, yaptığı degajlarda ve birebir pozisyonlar da büyümeye çalışmasıyla bu izleri taşıdığını gösteriyor. Önünde uzun bir gelecek olduğu aşikar, düzeltmesi ve geliştirmesi gereken bazı özellikleri olduğu da açık ve bence bunlardan en önemlisi ayağını kullanabilmesi ve sıkıştığı anlarda oyunu yerden kurabilmesidir. Çünkü bazı pozisyonlar da istemsizce degaj yaptığına şahit oldum.‘’Daha önümde uzun bir kariyer var’’ demeden acilen bu konular üzerinde çalışmaya başlaması kanaatindeyim. Eğer şimdiden bunu yapmaya başlarsa gelecekte bir Neuer,Ter Stegen veya Ederson olmaması için bir neden yok. Saydığım kalecilerin tamamı ayaklarını iyi kullanabilen, nispeten hızlı ve ‘’libero kaleci’’ sınıfında ki kalecilerdir. Muhammed sıkı çalışmaya devam ederse onda da bu potansiyel olduğunu düşünüyorum. Çünkü modern futbolda var olan kaleciler bir evrim sürecindeler ve oyunlar artık libero kaleci sınıfındaki kaleciler ile oynanmaya başlandı.

AZİZ BEHICH

Sol kanatta Aziz kendisinden istenileni verdi,yaptığı bindirmelerle ofansif anlamda da katkı sağladı ve nitekim bu maçta da bir gol bulmayı başardı. Türkiye standartlarında son zamanlarda sol kanat bek olarak oynayan ve gole bu kadar katkı sağlayan bir bek oyuncusu olduğunu görmedim. Aziz oynadığı son maçlarda attığı gollerle takımın ivmelenmesine büyük katkı sağladı. Aslında Aziz’in her zaman kendine has standart bir formu var ve o standartın altına düştüğünü çok az maçta gördüm fakat bu sene oyununa Paul Le Guen ile farklı özellikler eklemeyi başardı. Bunların yaşanmasında oyun planı ve formasyonunda büyük etkisi olduğunu belirtelim. Formunu devam ettirmesi en büyük dileğimiz.

EMMANUEL BADU

Sezon başında yapılan transferler içinde en çok sevindiğim isim Badu’ydu.Udinese’de izlediğim zamanlarda savunma anlamında agresif olan,ofansif anlamda da katkı sağlayabilen ve dikine oynama özelliğine sahip bir futbolcu olduğunu biliyordum ve son haftalarda gördüklerim beni fazlasıyla hayal kırıklığına uğrattı. Açıkcası kendisinden beklenen oyun insiyatifini almıyor,oyun içinde saklanıyor ve pas aldığı zamanlarda dikine gidebilecek alanlara sahipken çoğu zaman pas vererek yırtıcı orta saha özelliğini kullanmamakta ısrar ediyor. Bu hafta dahil olmak üzere son 5-6 haftanın en büyük hayal kırıklıklarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. İçeride oynadığımız alanya maçındaki badu’yu görmek en büyük arzum.

JORQUERA

Sezon başında ıskartaya çıkarılan isimlerin içinde o da vardı ve geçen sene atlattığımız travmanın hüsrana uğramamasının baş kahramanlarından biriydi ve ciddi katkıları olmuştu,açıkcası gönderilecek isimlerin içinde olduğunu duyduğumda epey şaşırmıştım. Formasyon değişikliğinden sonra Batalla gibi bir maestronun yanında oynadığında onu izlemek keyif veriyor. Belirli bir kumaşı var ve takımda tutulması gereken isimlerin başında geldiğini söylemeden geçemem. Yine standart ve yaratıcı bir oyun ortaya koydu ve maç içinde stancu’ya verdiği al da at pasıyla kalitesini bir kez daha ispat etmş oldu.

JIRES KEMBO

Sezon başından bugüne kadar üstüne koya koya geldi ve ofansif anlamda göze hoş gelen,seyir zevki veren, bursasporu izlemeye teşvik ettiren bir futbolcu karakterine büründü,izlediğim her maçta topun kemboya gelmesini sabırsızca bekler duruma geldim. Topu ayağına aldığında onunla dans edişi,rakiplerinin tabiri caizse belini kırması her futbolseverde olumlu düşünceler oluşturuyor ve kendisine duyulan sevginin ve saygının büyümesine sebep oluyor. Umarım bu sinerji sezon sonuna kadar bozulmaz ve bizlerde keyif veren futbolunu izlemeye devam ederiz. Maça çok iyi başlayamasa da ilerleyen dakikalarda toparlandı ve yine muazzam bir resital sundu. İyi ki varsın kembo!

STANCU

Ayakta kalmaya çalıştı, terinin son damlasına kadar savaştı bir sağda bir solda gördük ama yeterli mi diye soracak olursanız bir santrafor için yeterli olmadığını (bunu jorquera’nın pası sonrası kaçırdığı golle kanıtladı) ve bu takımın bir santrafora ihtiyacı olduğunu söylemek isterim. OLMUYORRR!! OLMUYORRR!!
Bu bağlamda eksik gördüğüm bu bölgeye takip ettiğim bir oyuncu ismini vermek istiyorum. Björn Sigurdarson, 26 yaşındaki futbolcu Norveç’in Molde takımında forma giyiyor. 2017 yılında çıktığı 30 maçta 17 gol 3 asistle oynuyor. Daha öncesinde Wolves gibi takımlarda forma giydi, güncel piyasa değeri 900.000 Euro. Bi bakın derim sevgili yöneticilerimiz. ÇÜNKÜ; sportif başarıyı yalnızca iyi bir teknik direktörün yanında tamamen kaliteli bir takım sayesinde yakalayabiliriz bunun başka bir yolu yoktur. Kalite pahalıdır evet ama değerlenecek araziler bulup onu değerlendirmek ise kaliteye ulaşmanın bir diğer kolay yoludur. Biz kalite transfer edemeyiz fakat kaliteli olacak futbolcuyu transfer edebiliriz. Bu satırlardan elimden geldiğince futbolcu önerileri yapacağım transferde hata lüksümüz yok bu açıdan yazdığım isimlere bakıp bakmamak yahut araştırmak ise size kalmış….