Fenerbahçe maçından sonra yaşanan sakatlık ve sarı kart cezasılısı olan futbolculardan sonra jorquera,badu,kembo ve aziz’in oynamayacak olması trabzonspor maçına olan olumlu düşünceleri epey azaltmıştı. Hali hazırda takımımızın kadro kalitesi trabzonspor takımıyla karşılaştırıldığında iki takım arasında büyük kalite farklılıkları göze çarptı. Ve bu maç kadrosu özelinde ilk 11’in değişilmez oyuncularının da eksikliğiyle birlikte geriye oldukça dar bir kadro kaldı. Kadroların şu şekline baktığımızda sıkıntıyı rahatlıkla görebiliriz.
Bu kadrolara nereden bakarsak bakalım Trabzonspor'un kadro kalitesi olarak ileride olduğunu rahatlıkla görüyoruz. Hele ki yedek kadro rotasyonu bu gerçeği daha da fazla gözler önüne seriyor. Ts’nin yedek kadrosunda Bero ve Kamil Ahmet haricinde ki bütün futbolcular bizim takımımızda banko oynama potansiyeline sahip,hal böyle olunca bu tip maçların kazanılamaması gayet doğal bir gerçek. Aslında bazen düşünüyorum da bizler bu gerçeği görmeden çok fazla hayal dünyasına dalıyoruz. Kimse polyanacılık oynamasın,bu kadro bu haliye ilk 10’a girsin öpelim başımıza koyalım. Hocanın maç sonunda çok güzel bir tespiti var ve bu tespit beni gelecek adına hayli umutlandırdı.
‘’ Elimizde var olan oynatttığımız 13-14 futbolcuyu takımda tutup, onların yerine de en az onlar kadar kaliteli ve forma savaşı verebilecek isimler almalıyız.’’ İşte sezonun geri kalanının rahatça geçirilebilmesinin tek yolu yapılacak 3-4 transferdir. Elde ki işe yaramaz oyuncu kadrosunun ivedililikle gönderilmesi ve yerine acilen transferlerin yapılması hayati önem taşıyor. Bu işin şakası yok geçen sene atlattığımız o büyük travmayı işleri ciddiye almazsak bu sene yaşamayacağız diye de bir şey yok. Benim düşünceme göre de 3-5-2 formasyonunda devam edeceksek şayet; Barış'ı yedekleyecek bir sağ bek, Stancu'yu yedekleyecek bir bitirici santrafor, orta sahada yaratıcı özellikte bilhassa dikine oynayabilen ,ileriye dönük orta saha oyuncusu ilk etapta şart gibi duruyor. Belki duruma göre her iki tarafta da oynayabilen bir kanat oyuncusu da kadroya katılabilir. Takıma gereken bu transferleri şu süreçte takıma kazandırabilirsek ikinci yarıda çok daha farklı şeyleri konuşabiliriz. Yazımın sonunda o bölgelere maliyet/performans kıstasında daha önce izlediğim ve katkı koyabilecek isimleri yazacağım.
Oyuna gelecek olursak ilk devre beklenildiği üzere topu rakibe veren ve kontra ataklarla gol arayan bir takım görünümündeydik, sahaya güzel yayıldık ve sıkıcı da olsa savunma kısmınnın üstesinden iyi geldik. Kadroya göre burada yapılacak başka bir şeyde gözükmüyordu. Aslında burada onca senelerdir bu kadro planlamasını yapan yönetici,profesyonel kim varsa onlara gerçekten tepki göstermek gerekiyor. Bursaspor gibi bir takıma böylesine ucuz ve kaliteden yoksun oyuncuları getirmek insanların aklıyla dalga geçmekten,salak yerine koymaktan başka bir şey değil. Takım genel olarak yetenekten yoksun futbolculardan kurulu olduğu için ne kontra atakları doğru şekilde yapabildi ne de topu ayağında tutup set oyununa geçebildi. Maçı izlerken bir ara topun ayağımızda ne kadar süreyle durduğunu ölçtüm ve bu süre maksimum 12-13 saniyelere çıkabildi. Böyle bir ortamda gol bulabilmek yalnızca duran toplarla ve oyunun hızlı akması sonucu bulunabilirdi ikinci yarı bu tip fırsatları bulmadık değil ama sonuç olarak iş yine dönüp dolaşıp yetenek ve kalite kısmına geldi,işin sonunda yine sınıfta kaldık. Bir de şu ikinci yarı da ki riskli oyunu ilk yarıda bazı zamanlar da yapmayı düşünsek maçlardan galip gelme olasılığımızı ciddi oranda arttırabileceğimizi düşünüyorum. Öyle bir sistem kurmalıyız ki maç içinde farklı anlarda farklı oyun karakterlerine bürünüp oynayabilmeliyiz. Bunu da yeterli kadro kurulduğunda Le Guen’le rahatlıkla başarabiliriz. Bunu Kasımpaşa maçında gösterdi,bunu farklı arayışlara girerek farklı formasyonlar deneyerek gösterdi. Bunu Deniz'i kazanmak istemesiyle aynı şekilde Bilal ve Faty’de de gösterdi. Baktı ki olmuyor,geri plana itti. Hocaya desteğimizi kesmeden arkasında durmaya devam etmeliyiz. Elimizde ki kadro ve ekonomimiz özelinde herkes elinden geleni yapıyor o yüzden hep destek,tam destek!
Aslında bir yerlere gelmek için gereken reçete o kadar kolay ki bizler gerçekten gözümüzde bütüyoruz çoğu şeyi. Doğru planlama ve kadro yapılanması dünyada bulunan her kulübün ana görevlerinden bir tanesi. Yani senin bunları yapman bir zorunluluk. Başarı elde etmek sadece şu ikisini belirli ölçüde yapabilmekten geçiyor. Transfer için öyle fahiş bonservisler vermek falan da gerekmiyor,iyi araştırıldığında ranttan,komisyon sevdalarından uzaklaşılıp doğru insanlarla çalışıldığında başarının gelmemesi mümkün değil eğer bunları da yapamıyorsanız zaten sizin oralarda durmaya da hakkınız yok demektir! Başakşehir kulübüne bakarsak transferde doğru planlama nasıl olurmuş apaçık görürüz. Keza Skubic,Bajic,Badou Ndiaye,Aatıf Chahechouhe gibi futbolcuların cüzi miktarlara ülkemize gelmesi bu tip örneklerin yapılabileceğini gösteriyor. Uzaklara gitmenin mantığı yok. Gerçekçi olmak zorundayız.
Futbolcu Önerileri
3-5-2 oyun formasyonu için sağ tarafta Barış’ın yerine oynayabilecek isim olarak Danimarka’nın kopenhag takımında oynayan Peter Ankersen isminin rahatlıkla söyleyebilirim bu sezon 23 maça çıktı ve ofansif olarak etkili bir sağbek oyuncusu.
Yine bu sezon konyaspor’un avrupa liginde rakiplerinden olan guimares’de oynayan victor garcia o mevki için iyi bir alternatif olacaktır.
Orta saha’da ortasında ise malmö’de oynayan magnus Wolff Eikrem,Erdal Rakip ofansif anlamda iyiler Ander Christiansen ve oscar lewicki nispeten daha defansif bir oyuncu ama lewicki’nin de sözleşmesi bitiyor,değerlendirilebilir. Yine Magnus’un,Eikrem’in ve Erdal’ın da sözleşmeleri 31.12.2017 tarihinde sona eriyor bu futbolcuları tek kuruş bonservis ödemeden transfer edebiliriz, mutlak surette bakılmalı değerlendirilmelidir. Yine kızılyıldız’da oynayan Guélor Kanga’nın sözleşmesi ise sezon sonunda bitecek devre arasında ise direk oyuncuyla temas kurulup sezon sonu için anlaşılabilir.
Kanat oyuncusu düşünülüyor ise Setubal’de oynayan Joao amaral her iki kanatta da oynayabiliyor ve iki ayağını da kullanma özelliğine sahip.
Forvet mevkisinde ise yine Kızılyıldız takımında oynayan Richmond Boakye yırtıcı özellikleriyle bizim için biçilmez kaftan bu sezon çıktığı 28 maçta 23 gol-3 asistle oynuyor. Ligde ise 14 maçta 15 golü var.
Molde’de oynayan Björn Sigurdarson’u daha önce önermiştim düşüncelerim hala aynı ve büyük katkı sağlayacağı görüşündeyim. O da bu sezon çıktığı 30 maçta 17 gol-3 asistle oynuyor. Aynı zamanda izlanda milli takımına da çağırılıyor ve bu sezon sakatlık olmazsa Dünya Kupasın’da izleme fırsatını bulacağız.
Bu saydığım isimlere bir bakın,bir de siz araştırın ve görün sevgili işgüzar yöneticilerimiz,benden söylemesi. Keza sizlerin getirdiği john’dan faty’den kat ve kat iyi oyunculardır. Araştırınca izleyince göreceksiniz.