Hava Durumu

Sonuç Hüsran!

Yazının Giriş Tarihi: 10.12.2017 15:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.12.2017 15:43

Konyaspor karşısında alınan güzel galibiyet bir sonraki maç olan Fenerbahçe maçı için herkes üzerinde olumlu etkiler bırakmıştı. Takım,Konyaspor maçında oldukça konstrantre, ne yaptığını bilen ve hücumsal anlamda da maç içinde gerekli hamleleri yapan bir takım görünümündeydi. Konyaspor her ne kadar oyunun hakimiyetini elinde bulundurmuş gibi görünse de o maçta bizim izin verdiğimiz ölçüde hamleler yapabilmişlerdi.

Konya maçından Fenerbahçe maçına kadar geçen sürede bu takımı oluşturan bütün parçalar bir bütün olmuş, şehrin her bölgesinde ki insanlar kafalarında Fenerbahçe maçını oynamaya, senaryolar üretmeye ve hayaller kurmaya başlamışlardı bile. Taraftarlarımız gece,gündüz,soğuk,kış demeden maçta yapılacak olan kareografiyi gerçekleştirmek üzere stadımızda sabahladılar,emek verip ortaya tüm ülkenin de gıptayla baktığı bir iş çıkardılar. Bizler Bursaspor taraftarları olarak söz konusu Bursaspor olunca birçok şeyden vazgeçen, yeri gelince hiç düşünmeden kilometrecelerce yola gidip deplasman yapan, kimi zaman ailesiyle geçireceği zamanı bile Bursaspor’a ayırıp daha iyi, daha ilkeli bir Bursaspor mücadelesi uğruna emekler veren ve bunu hiçbir çıkar gözetmeden yapan insanlarız. Bizim için Bursaspor demek aile demektir,yaşam demektir, nefes almak demektir. Bu Sakarya’da küme düştüğümüz zaman da değişmedi, ikinci ligde Yozgatspor’a,Mardinspor’a karşı oynadığımız maçlarla da değişmedi. İşte bize bütün bu şovları yaptıran, gece gündüz demeden arma peşinde koşturan şey; içselleştirdiğimiz Bursaspor sevgisidir. Biliyoruz ki bu sevgiye gıptayla bakan, kıskanan, bu sevginin ve adanmışlığın sonunda güçlü bir Bursaspor olacağı gerçeği art niyetli çevreleri korkutmaktadır. Korkunuz! Çünkü korkmakta haklısınız ki bizler her zaman takımımızın yanında olup Bursaspor’u yılmadan desteklemeye devam edeceğiz. Maç içinde veya maç dışında verdiğiniz çifte standartlı kararlar ne de basınınızla bizi görmezden gelmeniz,bir hiçmiş gibi göstermeniz bizleri yıldıramayacaktır aksine daha da motive edip güçlendirecektir. Bu bağlamda gecesini gündüzüne katan,emek veren bütün renktaşlarıma teşekkürü borç bilirim. Emeğinize,yüreğinize sağlık!

Maç içine geçecek olursak söylenecek birçok şey olduğunu düşünüyorum. Daha öncede bahsettiğim gibi evimizde oynadığımız son maçlarda istatistiklere baktığımızda topa sahip olma oranımızın düşündürücü olduğunu bunun da ilerideki önemli maçlarda bize sıkıntı yaratacağını söylemiştim. Bursaspor evinde oynadığı bu tip önemli maçlarda kesinlikle ve kesinlikle mahkum bir futbol sergilememelidir. Şuana kadar puan tablosunda üzerimizde bulunan takımlara karşı diş geçiremedik bunun  da başlıca sebeplerinden birkaçı da oyun mentalitemiz ve kadro kalitemizdir. Evet kontra atak takımı görünümde oynuyoruz ve bu oyun şekli normal sezonda bizi bir yerlere getirdi ama ancak o kadar. Eğer hedefimiz varsa yukarılara oynamak istiyorsak böylesine önemli maçları mahkum oynayarak geçirmemeliyiz. Evet geçen sezona bakılınca mütevazi olmamız gerçekçi olmamız gerektiği konusu aşikar. Yalnız her şeyin fazlası da bir yerden sonra zarar verir gerçeği de bir o kadar aşikardır. Görüyoruz ki ‘’böylesine’’ maçlarda oyunu geri de kabul etmek fayda etmiyor öyleyse daha çok ısıran topu kullanmayı isteyen bir takım görünümünde olmayı neden denemiyoruz anlamakta güçlük çekiyorum. Bu maçlar kafalarda kazanılır. Sahaya öyle bir agresiflikle ve adanmışlıkla çıkacaksınız rakibe o korkuyu ve endişeyi vereceksiniz ki rakip o enerjiyi hissedecek. Burada ki diğer avantajımız da stadı dolduran büyük taraftarımız. Arkasına taraftarı alıp bu mentaliteyle maçlara çıkıldığında daha önceki örneklerde neler olduğunu defalarca gördük. Evet kadro kalitesi olarak Fenerbahçe takımı daha güçlü bu açık ama bunu her defasında dillendirirseniz özgüveni aşağı çeker,sinerjiyi geri alırsınız. Söylemlere dikkat edilmeli. Hoca’da bunu anlayacak kapasite de var,taktik bilgi de var,teknik bilgi de var. Kırılma maçları olarak tanımladığımız maçları kazanamadıkça bu büyüttüğümüz umutları,enerjiyi ve sinerjiyi kaybediyoruz ve hep baştan başlamak zorunda kalıyoruz. Hoca’yı gerçekten çok seviyorum ve kendisine güvenim sonsuz ama bu maçlar öncesinde gereğinden fazla mütevazi olması patlamaya hazır olan potansiyelimizin yerinde durmasına neden oluyor. Tabiri caizse böyle maçlarda takımı ve şehri motive edemiyor. Maç öncesinde ve sonrasında yaptığı açıklamalarda bu bahsettiğim konuyu özetliyor aslında. Biraz daha cesaret hocam! Sizi bu tip maçlarda destekleyen 40bin’e yakın taraftar var bunu unutmayınız.

Kırılma maçlarının kazanılamamasında ki diğer etken de kadro kalitemizin kısıtlı olmasıdır.

Bu maç özelinde değerlendirme yapacak olursak;

Jorquera’ya bakıyoruz böylesine maçlarda piyasada yok hatta fenerbahçe maçında ise ayağına tek bir top geldi ve onu da taca attı. Çıkarılmayı hak ediyordu.

Faty bu sefer ön libero olarak oyuna girdi ki ben Jorquera yerine Furkan’ın oynamasını temenni ederdim, Faty yaptığı her hamleyle takımı daha da dengesizleştirdi, sahip olduğu teknikle ve oyun görüşüyle kesinlikle orta sahada kullanılmamalıdır. Stoper için iyi bir alternatif olabilir.

 Joshua John’a diyecek bir şey yok zaten. Çünkü kendisi de futbol anlamında bir hiç.

Barış mücadelesiyle takımın en çalışkanlarından birisi ama iş topla oynamaya,topu kullanmaya geldiğinde maalesef eksik kalıyor.

Stancu keza aynı şekilde bitiricilik kısmında yok. Yedeklere bakıyoruz orada da bir alternatif olmadığı açık.

Fenerbahçe takımı Kembo ve Batalla üzerinde çok iyi etüt yapmış nitekim top Kembo’ya ya da Batalla’ya geldiğinde 2’li ve 3’lü sıkıştırmalarla pas bağlantılarını keserek onların hareket alanlarını kısıtladılar ve bunda başarılı oldular.

Son altı sezonda büyütülmüşlere karşı oynadığımız toplam 41 maçta yalnızca ve yalnızca 3 galibiyet alabildik ve bu maçların 28’inde sahadan yenilgiyle ayrıldık. Gerçekten oldukça düşündürücü ve acıtıcı bir tablo.

Tablo ortada kendimizi kandırmayalım ve oturup gerçek hedefin ne olduğunu belirleyelim. Lige verilen arada gerçekci ve akılcı hamleler yapmak zorundayız,gideceklerin yerine daha kalifiye futbolcular bir şekilde monte edilmeli çünkü daha fazla kaybedecek zamanımız yok. Taraftarımızla ve camiamızla çok daha yüksek hedefleri hakediyoruz bu su götürmez bir gerçektir ve aksi kat-a düşünülemez.

Bu saatten sonra ligde Trabzonspor ve Gençlerbirliği maçlarını minimum kayıpla geçerek ihtiyacımız olan yenilenme dönemine en sağlıklı şekilde girmek ana düşünce olmalıdır. Zira bunu gerçekleştirecek potansiyelimiz var şimdi elimizi taşın altına daha da fazla sokma zamanı!

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.