Bu gençler harika!

Pazar akşamı; ne yaptığını bilmeden günü kurtarmaya çalışanın değil, isteyenin ve istediğini almak için canhıraş çabalayanın 3 puanı aldığı maç oldu..

3 puan alamasaydık çok üzülürdüm zira 2 direkte patlayan şut ve Recep Aydın’ın nizami golüne rağmen maçı 1 puanla tamamlamak yıkıcı olurdu...Hakem Komitesince maç sonu istenen rapora golü iptal etme sebebini ne olarak yazdı hakem acaba? Maçı daha sonra televizyondan seyrettiğinde bariz golü iptal ediyor olmanın utancını kısa zamanda atabilmesi pek mümkün değil...Formadan çekiliyor 3 kez sarı kartlık görmüyorsun, golü vermiyorsun ve hakemim diye ortada geziniyorsun...

Nasıl olur da TFF 1.lig maçlarında VAR uygulanmaz akıl fikir alır bir durum değil.

Gelelim Bursaspor’a..

Ali Akman’ı tebrik ederim…Çöplükten altın çıkarıyor inanılır gibi değil..Yaşıyla beraber fiziği de geliştikçe geleceği çok parlak...İsmail Çokçalış ise başka bir alem Kemal Batmaz gibi..90 dakika çalışıyor anlamlı işler yapıyor oynuyor gibi gözükmeye çalışmıyor gerçekten oynuyor hem de tribünlere değil takımı için oynuyor..Ofansı da defansı da yaşına göre çok ileride..Golü atarken top toplayıcının topu ona vermesi ve ve taç atışının ani kullanılışı gol de büyük etkendi..Geçen sene birkaç hata yapınca tepki çekmiş ve gözden düşmüştü...

Tüm tecrübelerine rağmen yediğimiz golde Aykut topu lüzumsuz yere taça attı, Cüneyt de zamanlama hatası yaptı…Ama tahammülsüz olunca insanları harcıyoruz ve olan da yalnız onlara değil bize de oluyor..Seyircisiz futbol benim için çok da kötü değil..Ne itlik var ne kopukluk ne didişme ne abuk sabuk futbol dışı hareketler..Bu gençler de bence maçlar seyircili oynansa böyle kolay kendilerini gösteremezlerdi..

Burak Kapacak büyük bir yetenek ve topa her sahip olduğunda sanki şapkadan tavşan çıkaracakmış gibi bir beklenti oluşturuyor sizde ve inanılmaz cesur, özgüveni çok yüksek , tekniği sıradışı ancak devamlılık sorunu var…Emirhan Aydoğan kırk yıldır takımın yükünü çeken maestro gibi..Gittikçe artan istikrarlı bir gelişim var, çok büyük güven veriyor...Burak Altıparmak da iyi ki var..Maçın son anına kadar sahip olduğu her şeyi veriyor takımına tıpkı Recep gibi...Vefa Temel’i de kısa süre izleyip zevk almıştım..Yaşadığı sakatlık çok ağır..Allah şifa versin…Ailesinin ve kulübün çok büyük destek olması ve kendisinin de çok çabalaması gerek..Batuhan önceki oynadığı maçta da çok kısa sürede dikkatimi çekmişti gözlerim onun da üstünde olacak..

Önceki yazımda yazmıştım alt yapıda sistem değişmeli diye…Haklı olduğumu pırıl pırıl parıldayan gençler kanıtlıyor..

Eğer paramız olsaydı  tecrübeliler varken bu kadar fazla sayıda gence ilk 11den başlayarak bu uzun süreleri verebilir miydik ?…

Sürekli süre alan yetenekler gittikçe artan bir ivmeyle kendini gösterip farkını ortaya koyuyor, oynatmayınca ise ışıldayamıyor ANCAK bu genç çocukların vücutlarının uzun lig maratonuna her açıdan nasıl dayanacaklarını merak ediyorum..

Bence ana sorunumuz Alt Yapı ile A takım arasındaki açmaz...Alttan gelenler ters huni gibi üstte sıkışıp kalıyorlar...Kiraya versen gitmek istemezler, satmayı sen istemezsin zira zaman içerisinde görmeyi istiyorsun ve hepsinin gözü A takımda ama; değil A takıma, yedek kulübesine bile girmek bu kadar yabancı transferi ve tribünlerin yüksek beklentileriyle tam bir hayal..

Parlayan parlıyor parlayamayan mefta..

Bu konuyu aşabilmek için fikrim şudur..Vakıfköy’e seçilenlerin menajerliği , Bursaspor tarafından oluşturulan ve bünyesinde başarılı ve ahlaklı eski Bursaspor’lu futbolcuların olacağı bir menajerlik firması tarafından üstlenilmeli...Bu şirket; alt yapıdan gelenleri yurt içine sürekli kiralama yoluyla plase etmeli…Kiralananlar da yine şirket ve şirketin atadığı eski Bursaspor’lu futbolcular tarafından düzenli olarak izlenip raporlar tutulmalı…Bu sayede hem eski futbolcularımız kulüp bünyesinde futboldan kopmadan, para da kazanarak Bursaspor’un hizmetinde olurlar hem de kendi gençlerimizi izlerken diğer yetenekleri de görürüz…Buralarda gelişen gençler sürekli olarak daha üst liglere ve takımlara daha iyi kontratlarla evrildikçe;  Bursaspor’umuzun işine yarayacaklar Özlüce’ye, diğerleri ise ilk başka kulüplere geçerler satılık olarak ama harcanmadan..

Böylece ilk adımını attıkları andan itibaren hayatlarının şekillendiği BURSASPOR’da kulüplerinin kendilerini meslek sahibi olup para kazanmaya başladıkları ana kadar yalnız bırakmadığını görerek ve yaşayarak mutlu olurlar, aidiyet hissederler, haklarını helal ederler..