Eşik maçlarında ve Milli aralardan sonra bildim bileli hayal kırıklığı yaşayan Bursaspor’umuz sonunda Adana Demir önünde bocalamadı..
3 puan silindi, 3 puan EsEs çaldı, 3 puan da Adana alsaydı İbrahim Hoca’nın dediği gibi değil ama diyemediği gibi Süper Lig yolunda ağır bir darbe alırdık zira haftaya Erzurum’da nasıl bir havada oynayacağımızı düşündükçe Adana Demir maçında alınan 3 puan içimizi ısıtıyor..
Tüm takıma teşekkür etmek isterim..Herkes nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynadı..Şampiyon olmak istiyorsan şampiyon gibi oynayacaksın..Özer’in atıldığı ana kadar zevk ile izlediğimiz maçın kalan bölümlerini ise üst düzeyde stres ile takip ettik..Kaderimiz bu..Adı aşk bu eziyetin
İbrahim Üzülmez’i özellikle tebrik ederim... Bursaspor’umuzu oyunu domine eder pres yapar futbol oynar sonuç alır hale getirdiği ve bize kattıkları için..
Hoca doğal olarak futbolculardaki gerginliği olabildiğince azaltmak, olası kötü bir sonuç sonrası futbolcuları motive etmenin zorluğunu ortadan kaldırmak için yensek de yenilsek de farketmez dedi ama 3 puan alamama halinde işin ne kadar zorlaşacağının o da farkındaydı...
Osmanlı maçının 2.yarısında takımı ateşleyen, resital yapan Hurmacı’nın lüzumsuz gördüğü kartlardan sonra oyundan atılması ve bunun mütemadiyen tekrarlanması hoş bir durum değil..
Hırs ile öfke arasında ince bir çizgi vardır tıpkı yaşam ile ölüm arasında olduğu gibi..
Duygusal olmak, skoru kabul edememek, maçı kazanmak istemek, haksızlığa tahammül edememek vs vs her insanoğlunun fıtratında olan yada kişiliğini markalaştıran-nev’i şahsına münhasır mühürlerdir ve özellikle üst düzey sporcuların sahip olması gereken, beslenmesi gereken kaynaklardır..
Ancak kabul edilmesi gerekir ki; Mahkemedeki HAKİM ile sahadaki HAKEM arasında hiçbir fark yoktur..
Mahkeme salonundan canın isteyince çıkamazsınız, hakime hanımefendi-beyefendi diye hitap edamezsiniz hatta ve hatta ellerinizi önde yada arkada buluşturamazsınız bile bırak öyle tafra yapıp sallamayı.
Hakim karar vermek için tarafları dinler..
Yeri gelir bilirkişiye yollar dosyayı ve onun kararını da öğrenmek ister ve kararını açıklar..
Bu karar bile Yargıtay tarafından bozularak davanın tekrar görülmesi kararı verilir..
Futbolda ise HAKEM o anda karar verir..
Taraflar dinlenmez, bilirkişi (VAR) yok (olsa da bir işe yaramıyor ya) ve de futbolcular hakemi yanıltmak için sürekli çabalar..
Hakem olsan, saniyelik kararlar vermen gerekiyorken pozisyonu mu takip edersin yoksa futbolcuların seni yanıltıp yanıltmadığını anlamak için durumu mu süzersin ?
Dolayısıyla hakemlere çok yükleniyoruz ve hata yapmalarını tetikliyoruz ve kararın değişmeyeceğini bile bile feveran ediyoruz...Anlamı var mı bilmiyorum ????
Yine lüzumsuz görülecek kartlardan sonra bakalım haftaya kim yada kimler cezalı olacak
Trabzonspor’lu Lemi’nin kuzeni olan Özer Kardeşimizin özelinde ise şunu söylemek isterim..Karadenizlisin, hırçınsın anladık da neticede profesyonel bir futbolcusun..
Bir sporcu için antrenmanın amacı oyuna dair her şeyi antrenman esnasında test etmesi ve öğrenmesidir..Hırçınlığın kontrolünü de antrenman esnasında öğrenmeli ve teknik direktörü tarafından ama ödülle, ama ceza ile ama konuşarak terapi yoluyla hallediliyor olmalıdır..
Ben bir futbolcu olsaydım Özer’e büyük tepki gösterirdim takım arkadaşı olarak..
Finansal sıkıntı vs had safhada, şehrin Valisi Belediye Başkanı Bursaspor’u dert edinmiş, üst lige bu sene mutlaka çıkmak lazım yoksa kulüp çok daha kötü günler yaşayabilir; oyuncu grubu olarak 1 hafta boyunca çalışıyoruz çabalıyoruz maça çıkıyoruz her şey güzel giderken birden lastik patlıyor..
Buna kimsenin hakkı yok..
Öfkenizi kontrol edemiyorsanız , teknik direktörünüz de yardımcı olamıyorsa uzmanından mental destek alacaksınız..
Öfkenizi kontrol edecek, odaklanmanızı pozitif yönlere kanalize edeceksiniz ki , yetenekleriniz ön plana çıksın ve sizi zevk ile seyredelim..
Bursaspor’a katacağın çok şey var Özer Kardeş, ne bizi mahrum et ne kendini..