Kabus gibi bir sezonun kabus gibi son maçının kabus gibi son 45 dk’sında ömrümden ömür gitti desem abartı falan olmaz..Hele 1-0 geriye düşünce gittik geldik direkten döndük bile değil, çizgiden çıktık…
Ve akabinde başlayan Ders çıkarmalıyız sloganı dillere pelesenk olmuş durumda…
Küme düşülmedi ya; mevcut rehavet ve gevşeme ile normal zamanlarda hakaret olarak kabul edilecek ders çıkarmak kavramı, bu günlerde günah çıkarmaya dönüşmüş durumda..hani adam hastaneye gider de sağlığının değerini anlayıp çıkınca sigarayı bırakacağım şöyle yapacağım böyle davranacağım diye pişmanlık güdüsüyle hareket eder ya...
Ders çıkaralım, çıkaracağız söylemleriyle vurgulanan ana tema aslında camianın gazını almak, uzlaşmacı-pozitif görünmek, ben yok biz var mevzuunu SUBLİMİNAL mana olarak vermek, koca bir sezonun pisliğinden bir duş alıp sıyrılmak..Yani sözüm ona temizlenmek…
4 sayfalık bir analiz yapmıştım ve sezonun muhasebesi olarak karınca kararınca aklım yettiği kadarıyla pencere açıp katkıda bulunmaya niyetlenmiştim ama herkesin sıvışmaya – ders almaya- o kadar hazır durumda olduğunu fark ettim ki; ne muhasebe yapmanın gereği var ne pencere açmanın..
Trabzon maçı hemen sonrasından başlayarak yapılan röportajları okuyorum da; muhasebe yapan herkes DERS ÇIKARMA adı altında kendisinin haricindeki paydaşlara veriyor satırı..
Mesela; futbolcular olarak ne kadar hatalı olduklarını uzun uzun vurgulayan, neler yapmalıydıları itiraf eden yok..
2 cümle sonra hemen topu Başkana, yöneticilere, taraftarlara atıyorlar ve sonunda gelinen yer OTOBÜS…Şu otobüste ne otobüsmüş be kardeşim yeteneksizi, çapsızı, akıllısı, o su bu su herkez Truva atı gibi içine doluştu durdu…
Dortmund otobüsü Avrupa Kupası maçına giderken terörist saldırısına uğradı, Şampiyon olduğumuz sene başımıza gelenler..O otobüstekilerin canı can değil miydi ?
Profesyonel anlamda aldıkları paraya karşı kendilerinden beklenen şey İŞLERİNİ İYİ YAPMALARI..İstisnasız hepsi Trabzon maçı sonrası tv kameraları önünde ders almalıyız, özür diliyoruz taraftarımızdan dedi mi? Dedi..
İşlerini yapmayanlar bir de gittiler son maçta 110.000 tl tüm zeson boyunca işlerini kötü yaparak takımı getirdikleri kötü pozisyondan kurtulmak için itici güç primi almaya rıza gösterdiler..
Bilal KISA hariç..Kendisini tebrik eder hakkında yazdığım olumsuz şeylerden dolayı şahsen behemal özür dilerim..
Ligin bitmesine 1 hafta kala takıma şok lazım bana müsaade diyerek giden ve asla unutulmayacak Adnan Örnek'ten kalan cenazeyi devralarak olağanüstü sıkıntılı son haftada taşın altına parmağını sokan Mustafa ER ve GANÇEV'e özel TEŞEKKÜRLER..
Kolay iş değildi o geminin dümenine geçmek...
Sayın Başkan da özür diliyor ama şu hatayı yaptım bunu yaptım, mayısta borçları yarıya indirmezsem giderim dedim AMA, ilk 5 dedik son 5 olduk AMA, ZTK da final falan dedik ama paçayı zor kurtardık AMA, şeffaf olacağız dedim maalesef olamadık AMA, vs vs sayıp bu AMAların içini samimi bir şekilde dolduracağına dair bir karine var mı? ..
Herkes aklını başına alsın…
Dibe vurduk zor kurtulduk az kalsın vurgun yiyiyorduk..
Küme düştüğümüzün önceki yılında son haftada kurtulmuştuk ama ders almamış olmalıyız ki ertesi sene paldır küldür lig A’da bulduk kendimizi…
Düştük kalktık ağzımız yandı nimetlerin farkına vardık,aklımızı başımıza aldık palas pandıras şampiyon olduk..
Seneye ya PTT 1.Lig yada ilk 5 Süperlig…Bence bu kadar basit
Haaaa..Bir de Prosinecki meselesi var..Diyelim işler iyi gitmedi doku tutmadı kötü sonuçlar alınmaya devam ediliyor ve taraftar da başlamış kötü tezahürata..Yani rüzgar dönmüş tersine..Paranız yok borç içinde yüzerken adamın 2+1 yıllık tazminatını nasıl ödeyeceksiniz ?
Personele 3 aydır maaş ödenmemişken Avrupa’da kamp yapmanın ne anlamı var, yok mu bu memlekette kamp yapılabilecek ucuz bir mekan ?
Mütemadiyen mayın tarlalarında yada civarında dolaşmaya ne gerek var ?
Takımlar transfer peşinde biz daha hoca bulacağız..
Taraftarın sabrını daha fazla denemeye bence gerek yok ve bu iyi bir fikir değil ?