Sezona başlarken

İstanbul ekibinin kadrosu bildik, iskeleti var, hocaları devam, sistem mevcut, başaltı bile değil deste büyük boy diyebileceğimiz Brugge takımını ilk eleyen Türk takımı olarak tarihe geçtiler..Üstelik de Avrupa Kupası maçları için erkenden sezonu açtılar ..

Kısacası aynı tas aynı hamam..

Bizde ise her şey sil baştan..

Balıkesir ile oynadığımız hazırlık maçında maçı anlatan spikerimiz sürekli olarak takımımızın momentumu yakalayamadığından bahsetmişti hatırlarsanız, haksız da değildi hani..İdeal 11’iyle  resmi ebatta bir tribünlü sahada adam gibi ilk maçını ligin başlamasına 1 hafta kala yapabilen, takıma katılan oyuncuların adaptasyon için ihtiyacı olan zamanı bile veremeyen BURSASPORUMUZUN İstanbul deplasmanında galip gelmesini bekleyenlerden değildim açıkçası..

Dünya Atletizm Şampiyonası başladığından beri özellikle koşu ve adım atlama dallarını soluksuz izliyorum..Ramil Guliyev ile büyük keyif aldım..

Devşirmeymiş falanmış filanmış…Geçin bunları..

Adam kendini Türk hissettikten sonra Kuzey Kore’li olsa ne olur, Zimbabwe’li olsa ne olur? 

Türk hissedemedikten sonra İstanbul’un göbeğinden çıksa ne anlamı var ? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demiş “Ne mutlu Türküm diyene” …Ne mutlu Türkiyeliyim diyene dememiş ki..Neyse, arzu eden girer okur internette..Aynı zamanda 100 mt de koşabilen Ramil; derecesini 9.97 den 9.95’e indirebilmek için 2 ay antrenman yaptım diyor..Herşey 2 saniye için

Eeee sezonun ilk maçında son derece hazır Başakşehir’e deplasmanda yenilmek bence normal bir durum tıpkı Ramil’in Dünya Şampiyonu olması gibi..

Erdem’in veda mesajına değinmek istiyorum…. HELAL OLSUN ERDEM…

Adam gibi geldi, iz bırakıp gitti…Benim de haklarım varsa sana helal olsun Erdem Kardeş, yolun açık olsun…

Yukarıda vurguladık ya; elin adamı geldi oynadı gitti hepimizin kalbinde iz bıraktı..

Bir de Volkan var numune olarak ortada...Bizim çocuğumuz , içimizden çıktı ama bizden biri olamadığını-bu topraklara ve renge ait olamadığını vurgulamak için sanki yırtındı, bıraktığı iz unutulacak gibi değil

Biri para kazandırmamasına – sportif anlamda çok katkı koyamamasına rağmen kapımız ona her zaman açık, diğeri ise para kazandırdı-sportif anlamda katkı da yaptı ama bu şehir ona değil kapılarını gözlerini bile açmaz artık…

Hoca Avusturya’ya gitmeden evvel ayıklama yapacağım 23+3 kişilik kadro istiyorum maksimum diye söyledi durdu; geçtik Avusturya kampını  Memlekete döndük, Lig başladı halâ şişkin ve 40 küsür kişilik  kadro hala duruyor..

Bu takıma destek olmak, mümkün mertebe yıpratıcı eleştiriden, Le Guen ve ekibini bıktırıcı-bezdirici tepkiden uzak durmak lazım  (Sayın Başkan ve Y.K’unun da Le Guen’in şevkini kırıcı, moralini bozucu söz ve kararlardan uzak durması lazım)..

Eğer olur da Le Guen kalkar, bana eyvallah der çıkar giderse zaten bir ton borcumuz var ve finansal darboğazdayız, bir de bu sene gelen transferlerin ödemeleri var ve bu durum kolay kolay üstesinden gelinebilecek bir durum olmaktan çıkar tam bir kaosa döner..

Allah maazallah geçen sene başımıza gelmeyen bu sene gelir..

Hepimizin, daha iyi bir duruma katkı yapar durumda olmamız lazım..

Dolayısıyla İstanbul’a gidip 1-0 mağlup olan takımızı destekleyen taraftarlarımızın bu davranışlarını çok önemsiyor ve onları tebrik ediyorum…