Vakıfköy Orhan Özselek Tesislerine yapılacak okul Bursaspor'un kısa ve orta vadede sportif anlamda kazanacağı her türlü başarıdan daha fazla önem arz ediyor. Altyapının bir süredir çökmeye yüz tutan sistemini yeniden düzenlemenin tek yolu tesislerde yapılacak eğitim kurumu ve bu eğitim kurumu sonrası yeni antrenman planlamasının yapılarak yeniden çağın gerekleriyle ve antrenman bilimiyle senkronize olabilmektir.
Bursaspor altyapısında oynayan bir oyuncunun 1 gününe göz atalım;
Bu program ve saat dilimleri içerisinde şans eseri iyi oyuncu çıkarmaktan başka bir şansınız yok. Bu müfredat sistemini Bursaspor’da görev aldığımız dönemde özel okul sistemiyle bir nebze yumuşatmaya ve lehimize çevirmeye çalışsak da oyuncuların ailelerinin maddi imkansızlıkları nedeniyle başarılı olamadık.
Sistem sizi kulüp olarak ya özel okulda burslu oyuncu okutmaya ya da oyuncuları Altınordu gibi örgün eğitimin dışına çıkarıp özel eğitim vermeye itiyor.
Vakıfköy'de altyapımızda yer alan u13-u14-u15-u16-u17-u19 ve u21 takımlarımızda yer alan okuyan oyuncuların %40'ı Orta Okula, %60'ı ise Liseye gidiyor. Vakıfköy'ün ihtiyacı olan yapılanmada lise dışında orta okulun da olması zorunluluktur. Orada yalnızca bir lise yapmak Bursaspor’un geleceğine ihanet etmek olur. Orta Okul da mutlaka yapılmalı ve oyuncuların tamamı orada eğitim almalıdır. Antrenman programı ise günlük çalışma düzeninde 2 ya da 3 zaman dilimine ayrılarak yapılmalı antrenman saatleri artırılarak ara zamanlara ise okul eğitimleri konulmalı ve buna göre bir günlük çalışma planlaması yapılmalıdır.
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi oyuncular potansiyellerini tam anlamıyla sahaya yansıtabilmek için antrenman konusunda belli bir saat ortalamasına ihtiyaç duymakta. Bunu örneklerle açıklamıştım. Basit şekilde açıklamak gerekirse mevcut eğitim müfredatı nedeniyle sporcu öğrenciler bir sezon boyunca ulaşması gereken antrenman saatine ulaşamamaktadır. Yapılacak okul ile bu saatlerin düzenlenmesi ve eğitim hayatlarının takibi olmak üzere 2 konuda da büyük bir atılım gerçekleştirilmiş olacaktır.
Türkiye'de her şeyi eksik yarım yamalak yapan anlayışın bize yansımaması ve bu işin tam şekilde yapılması halinde bu yetenekli gen havuzuna sahip şehirden doğru antrenman metodları ve toplam antrenman zamanıyla bugün eksik saat planlamasıyla çıkarabildiğimiz oyunculardan çok daha verimli ve gerçek performansını bulmuş oyunculara geçiş yapabiliriz. Takip etmemiz gereken şeyler belli; Gelecek öngörüsü ve bilimle harmanlanan planlama. Türkiye'de yer alan futbol kulüplerinin yönetilirken en büyük sorunlarından biri herkesin birbirinden rol çalmasıdır. Bundan vazgeçilir ve bu konularda konuya hakim insanlar dinlenirse doğru işlerin yapılmaması için hiçbir bahane kalmaz.
A Takım düzeyine doğrudan katkı koyan, fark yaratan ve Türk futbolunda gerçekten bir sistemi olan altyapı modeli oluşturmak istiyorsak müfredat sorununu çözmeliyiz. Bunu çözmedikçe altyapıya düşman kesilen taraftar, küsüp kaçan genç oyuncular ve birbirini suçlayan camia olmaktan daha ileriye gidemeyiz.