Bir varmış, bir yokmuş!

Bu takım taraftarları ve şehri tarafından o kadar sahiplenilmiş ki kazansa da kaybetse de taraftar sayesinde başı hiç eğilmemiş. Belki çok büyük başarılar elde edememiş ama gelecek için hep bir umut taşımış. 

 

Gel zaman git zaman çok başarısız geçen bir sezonun ardından şehirde bir hareketlenme olmuş ve yeni sezona dünyaca ünlü bir futbolcuyu teknik direktör olarak getirip havaalanında krallar gibi karşılayıp tüm yetkiyi ona vermişler. Büyük umutlarla yeni transferlerle başlayan sezon zaman zaman umut veren performans göstermesine rağmen başarılı olamamış ve krallar gibi karşılanan teknik direktör yuhalanarak kovulmuş. Yerine başka bir teknik direktör gelmiş, o da çok kısa süre dayanarak başarısız olmuş. Derken bu takıma gönlünü ve ömrünü vermiş "İmparator" lakaplı bir teknik direktör imdada yetişip iyi sonuçlar almaya başlamış. Ama bu takımın bir de düşmanları varmış. Takımın tökezlediğini gören bu düşmanlar da birer tekme vurarak bu yemyeşil bembeyaz takımı ligden düşürmüşler. Bu olay mutsuz bitse de çok güzel ve mutlu sonun bir başlangıcı olmuş; ama şehirde unutulması çok zor travmalar oluşturmuş.

 

Gökten 3 elma düşmüş, biri teknik direktör değiştirmekle işlerin düzelmeyeceğini ve istifa etmesi gerektiğini görmesi gereken yönetim kuruluna, ikincisi takıma zarar verenleri ibra etmemesi gereken genel kurul üyelerine, üçüncüsü de eskisi gibi tek yürek olması gereken taraftara.

 

Kıssadan hisse: Bazen büyük başarılar, önemsiz ve küçük görünen kararlar neticesinde ortaya çıkar. Bu yüzden hiç bir karar küçük ve önemsiz değildir.