Her Şeye Rağmen, Sessiz ve Derinden...

Bu sezonki ikinci 5 gollü galibiyetimizi almış olduk. Ancak ilkinde Volkan Şen’in yokluğunda 4-3-1-2 sisteminde çift forvet oynamıştık ve lig sonuncusuna karşı bir galibiyet almıştık. Bu maçta ise Şenol Hoca’nın ısrar ettiği ve oturtmaya çalıştığı 4-2-3-1 sistemi ile ligin iyi ekiplerinden aynı puanda olduğumuz Kasımpaşa’ya karşı bir galibiyet aldık. Bu açıdan çok önemli bir kazanım oldu dünkü galibiyet.

 

Başta dediğim gibi çok keyiflendik ama çok önemli bir şey eksikti bu keyfi tatsızlaştıran. Taraftar! Kulüplerin ceza almasını engelleme, cezayı şahıslara kesme amacıyla çıkartılan ve bu amaç uğruna içinde futbol ve takım sevgisi olan taraftarlar üzerinden rant sağlayan "Passolig" bu derde çare olamamış görünüyor. Çare olamadığı için de devam ettirilmesinin hiçbir mantığı yok. Zaten Passolig’in de verilen bu cezaların da gerçek amaçlarının ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden bu sene yine her şeye

rağmen mücadele edeceğiz. Her şeye rağmen mücadele edilen zamanlarda da sessiz ve derinden gitmek en iyisidir. Tüm bunlar kafamda birleşince sezon başından beri kaybettiğimiz kolay puanların "şer"görünümlü"hayır"lar olduğunu düşünüyorum. Tıpkı 2010’da olduğu gibi kimsenin beklemediği bir anda seri yakalayıpliderliğe oturabiliriz bu sene.

 

Bu önemli galibiyette emeği geçen başta Şenol Güneş olmak üzere birbiriyle yardımlaşan müthiş bir uyum içinde oynamaya başlayan tüm futbolcuları yürekten kutlarım. Özellikle kendine güveni iyice yerleşen kaleciHarun, Şenol Hoca’nın adam etmeye başladığı müthiş bir futbol sergileyen Volkan Şen, Türkiye’de kimsenin atamayacağı milimetrelik değil mikronluk paslar atan Josue, kanatlardan gelen ataklarda müthiş pozisyon alanFernandao, sağ kanattan çok iyi bindiren, savunmada da Babel’i hayata küstüren Şener takımın en iyileriydi.

 

Serdar Aziz ve Ozan Tufan’ın da konsantrasyon eksikliğinin geçici olduğuna inanıyorum. Takımlarını Karabük maçında yalnız bıraktılar. Ancak bu motivasyonla bu takımı ne cezalar ne de sakatlıklar etkiler.