Algı yönetimi!

Son günlerde Vakıfköy’de Nijerya’lı genç oyuncuların varlığı biliniyordu, bu kardeşlerimiz Vakıfköy’de olmasından mutlu olanlar "bir tanesi Bakambu olsa yapılan işe değer" diyenler kadar, “bu yabancıları getirdiniz, bizim çocukların durumu ne olacak” diyerek durumdan rahatsız olanların oldukça fazla olduğunu görüyoruz.

Bu konuyu ele alacak olursak bence asıl düşünülmesi gereken kulübümüzün felsefesinin hangi doğrultuda olduğudur. Oyuncu bulmayı mı, yoksa yetiştirmeyi mi kulübümüz felsefe edinmiştir.

Ülkemizde en iyi altyapı olarak gösterilen ve elimizin altındaki altın madeni Vakıfköy'den birçok yetenekli oyuncuların Türk futbolunda varlığını sürdürüyor olması, yetiştiricilik yönümüzün ağır bastığını gösterse de, uluslararası kulüplerde altyapımızdan çıkan sadece Enes Ünal'ın olması yetiştirme konusunda daha kapsamlı çalışmalar ile yol almamız gerektiği gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor.

Avrupa oyuncu bulma ve oyuncu yetiştirme konusunda ne yapıyor? Hem iyi, nitelikli oyuncular buluyor, hem de iyi nitelikli oyuncular yetiştiriyorlar, yaptıkları işlerde bir denge var. Biz daha tam anlamıyla altyapımızdaki oyuncularımızı yüzde yüz A takıma hazırlayamazken bir de işin kolayına kaçarak, Nijerya’lı gençleri altyapı oyuncularımızın önüne koyuyor A takımdan 1 adım daha uzaklaştırıyoruz.

Oyuncuların psikolojisi ne olacak;

Yeşil Bursa’da hata yapıldı, önce lig devam ederken pilot takımı satacağız dendi ve altyapıları kapatıldı. Sporcuların psikolojilerinin etkileneceği düşünülmeden hareket edildi. Şimdi de destek olmak için pilot takım oyuncularını A takıma ile antrenmanlara çıkararak gençlerimizin moral ve motivasyonunu sağlamak adına, Hamza Hoca marifeti ile bir adım atılmış oldu. Bu psikolojik travmanın birden bire bu şekilde ortadan kalkmayacağı zor görünürken aynı psikolojik travma yabancı oyuncuların gelmesi ile uzun vadede altyapıda yaşanmayacak diyebilirmisiniz. Aynı pilot takımda yapılanlar gibi zamanla hataları tamir etme yoluna gidebiliriz diye düşünebilirsiniz. Bu konulara bu taraftan da bakılarak karar verilmesi ve ona uygun hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Scoutıng departmanı;

İnanın Dünya’da Kulüpler bu scoutıng işine çok büyük bütçeler ve istihdam sağlıyorlar. Bizim bulduğumuz bir oyuncuyu Avrupa’daki herhangi bir kulüp çok daha önce keşfederek taramadan geçiriyor. Şimdi Fransa’da bir sene geçiren bir futbolcunun Fransız scoutların gözünden nasıl kaçabilir ve bu kaçan oyuncuları Bursaspor nasıl keşfedebiliyor, birileri bu durumu açıklıyablir mi?.

Bizde oyuncu izleyen Adnan Örnek’in ekibi var, Yılmaz Burul hocamızın altyapı ile alakalı ekibi var, Özhan Pulat’ın A takım ile alakalı scout ekiperi var bu kişiler birbirinden bağımlı mı yoksa bağımsız mı çalışıyorlar bilemeyiz ancak burada da bir planlama sıkıntısı olduğunu düşünüyorum. Buraları gerçekten iyi yönetiyor olsak futbolcu fabrikası olan Güney Marmara’nın hatta tüm ülkenin oyuncu havuzunun aktığı bir kulüp olan Bursaspor neden yurt dışından oyuncu bakar veya bakma ihtiyacı hisseder bunu gerçekten anlamak çok güç.

Altyapı eğitimi yönünden;

Bursaspor altyapısı Türkiye’nin en iyi altyapısı tesisleri Türkiye’nin iyi tesislerinden diye hep söyleriz o zaman neden dışarıdan oyuncu arayışına yöneliyoruz. Dışarıdan getirdiğimiz bu oyuncular bizim altyapı oyuncularımızdan öndeyse, yine altyapı eğitimimizin defolu olduğu sonucuna varamaz mıyız? Bu demek oluyor ki istenilen seviyede olmasa da az da olsa şu ana kadar oyuncu çıkarabildik, bu saatten sonra oyuncu çıkaramayacağız anlamına mı geliyor?

Oyuncularımız Avrupada'ki yaşıtlarından çok yetenekli, bu oyuncularımızı istenilen seviyeye gelmesi için sadece düzgün bir yol haritasına ihtiyaç var. Yapılan işlere nereden bakarsak bakalım plansız programsız yapacağımız hareketler çalışmalar sadece algı yönetiminden başka bir sonuca ulaşamayacaktır.

Kaynak: www.bursaspor.akademi.com - Sadi İmren